Master of Shadows derken?" bakış açısıyla yaklaştım ilk. Korkmuştum. Çünkü ben bir "Stealth" türü hastasıydım ve aynı zamanda ustasıydım da. Abartmıyorum, kendimi övmüyorum da. Vallahi öyleyim, bana inanın artık.
Korkumu yenmem gerektiğini biliyordum; çünkü"Gölgelerin Efendisi" rütbesi gerçekten çok büyük ve önemli bir rütbeydi. Hala da öyle. Thief'ten Dishonored'a, Sly Cooper'dan Metal Gear Solid'e kadar bunca stealth türü varken, böyle bir rütbeyi bir anda ortaya çıkıp, kendine yakıştırabilen bir oyundan elbette ki korkmalıydım.
Medeni cesaret arkadaş.
Gel gelelim, bazen cesaret aptallıktır derler ya; hah işte ondan bahsediyorum bu arada. Yazıma şöyle başlamak istiyorum;
Styx, sen kimsin be babacım?
Gölgelerin Goblin'i, nereden çıktın be abi?
Pek bir yerde göremediğimiz bir isim Cynadine Studios. Aslında Focus Home Interactive ile yayıncılık konusunda anlaşmaları, onların bir adım daha ileriye gittiğini gösteriyor bana. Tüm bunların yanında, bir anda gelişen bir oyunla sektöre balıklama dalmak, gerçekten ama gerçekten medeni bir cesaret olarak duruyor.
Ben tahmin edeyim ofislerinde geçen muhabbeti;
- Yapımcı 1: "Abi düşünsene, ilk Goblin'i konu alan bir stealth oyunu olsa?"
- Yapımcı 2 yok.
KABOOM! Böylece Styx doğar. Kesinlikle eminim böyle bir şey olduğundan. Aslında ben bu tarz oyunlara çok hastayım, çok benzemese de andırdığı için buna Sly Cooper'ı örnek verebilirim. O yüzden merakla beklediğim yapımlardan biriydi Styx. Oyunun başına geçince, klişe anlatılan giriş hikayesiyle karşılaşmam hiç güzel olmadı velhasıl. Sonraki adımım ise Styx'e ısınmaktı elbette.
Neden mi? Bir oyuncu, oynadığı karakter ile bağ kuramadığı zaman o oyun bitmiş demektir bana göre. Bunu tabii ki birkaç oyunda yaşadım. Ama arkadaşım, Styx'le bir türlü bağlantı kuramadım. Yok, olmadı. Çok denedim, zorladım. Fakat ne yazık ki türünün ilk örneği olan Styx, olmamıştı bu oyuna.
Olaya farklı bakış açısından bakarsak, bir oyunda Goblin'i konu almak, pekala ilginç bir tema. Dikkate alınabilir, zaten aldık da. Ama bunu yaptığınız zaman, o karakteri destekleyen harika şeyleri de arka plana eklemeniz gerekiyor. Yoksa karakter havada kalıyor ve bir balon gibi, bir süre sonra patlayıp, yok oluyor.
Styx: Master of Shadows, türünde yer alabilecek bir oyun. Tabii ki. Çünkü elbette bu incelemeye verdiğim puanı hak ettiği tarafları var. Fakat onun dışındaki kısımları, kesinlikle "öylesine" yapılmış bir oyun.
Ne yazık ki. Çok üzgünüm.
Başım ağrıyor, unutkanım ben çok. Adın neydi?
Az evvel de dediğim gibi, alakasız bir giriş ile bizleri karşılıyor Styx: Master of Shadows. Ne olduğunu anlamadan birden oyunun içerisinde buluveriyorsunuz kendinizi. Artık hikayeyi kendi dilinden oyuncuya anlatan karakterlerin modası geçti diye düşünüyordum, ama Cynadine Studios sanırım bu yönden ilerlemeyi seçmiş, tamam varsın öyle olsun.
Ben bir oyuna başlarken, normalde grafiklere dikkat etmem. Estetiğe dikkat ederim, o ayrı. Fakat grafikler benim için her zaman arka plandadır. Öncelikle yarattığı atmosfere ve oluşturduğu temaya dikkat ederim. Fakat gel gelelim, grafikler oyun başladığı vakit bir anda içerisine çekti beni.
Ve ben orada kayboldum.
Hayır, beni yanlış anlamayın. Grafikler kötü değil. Vasat. Fable 1'deki karakter dizaynlarıyla karşılaştım ben. Abartmıyorum. Normalin altında grafikler var Styx'de. İnsanın gözünü yoran bir şeyler var. Pekala zamanla alışıyor insan, fakat baş ağrıtıyor çok fazla. Styx'de oyunda hep bunu söylüyor. "Ah bu başım, birçok şeyi unutuyorum!" diyor hep. Böyle grafikli bir oyuna seni koyarlarsa senin de başın ağrır be babacım.
Sen de haklısın.
Haydi çevre detaylarından biraz kurtaralım. Stealth oyununa yakışır bir şekilde işlenmiş çevre, binalar. Tutunulacak ve tırmanılacak yerler. Fakat oyun içerisinde estetik...
Sakın, aman diyorum. Karakter detayları, yüz hatları, gölgelendirmeler... Başarısızın ötesinde. Karakterler soğuk, robot gibi. Aynı hareketler mevcut, asla bireysel bir davranışlar yok. Beyinleri yok gibiler sanki. Can sıkıyor. Bir oyunda en önemli şey estetiktir, üzüyor insanı.
Yine de biz göz yaşlarımıza hakim olalım. Bu kadar giydirdiğim oyunu biraz da yücelteceğim şimdi. Dengesiz bir inceleme politikası izlemek istiyorum Sytx: Master of Shadows için. Çünkü kendisi de dengesiz olmuş oyunun. O dengeyi, birini öldürmek için tahtanın üzerinde yürümek konusunda daha çok kullanıyoruz inanın bana. Çünkü oyun tamamen manuel. Öyle Sly'da gördüğümüz gibi zıplayıp tuşa basalım, ipin tahtanın üzerine konsun demek yok. Styx'de tamamen bireysel bir suikastçisiniz. Oyunu geçebilmek için tamamen stealth yeteneklerinizi açığa çıkarmanız gerekiyor.
Aksi takdirde önünüzdeki klavyeyi ya da konsolu parça pinçik edebilirsiniz. Neden mi?
Dengesiz misin nesin oğlum?
Ben hayatımda bu kadar taktiksel bir stealth oyunu daha görmedim arkadaş. Samimi söylüyorum. Oyuna hard'ta başlayayım dedim, yemedi. Normal'e çevirip tekrar başladım. O kadar kendime usta diyordum, Styx'ten sonra kafaları yedim. Kaç sefer öldüğümü hatırlıyorum.
Styx, oyuncuyu tamamen taktiksel düşünmeye zorlayan, stealth mekanizması zekice düşünülmüş, üzerinde uğraşılması gereken bir oyun. Barzo bakış açısıyla oynarsanız, anında enseliyorlar. Benim kalbimden vurulduğum nokta da buydu zaten. Yeni bir göreve girildiği zaman önce etrafı kesip, strateji kurmak zorunda bırakıyor oyuncuyu. Aksi taktirde tüm süreç boşa gidiyor. Çok zeki düşünmelisiniz, sabırlı olmalısınız ve dikkatli oynamalısınız.
Bir yerden bir yere atlarken, ya da bir yerden bir yere tutunurken Styx bunları otomatik yapmıyor, siz yapıyorsunuz. Yani her şeyi hesaplamak zorundasınız. Bu gerçekten oyuna harika bir şekilde uymuş, fakat harika bir şekilde de deli eden bir özellik.
Oyunun oynanışında aslında bir problem yok. Sadece kesinlikle bire bir dövüşe girmemeniz gerekiyor. Tamamen "Şu da olsun lan." diye oyuna eklenmiş bir dövüş sistemimiz var. Adam sizi gördüğü zaman karşınıza geliyor, iki taraf pozisyon alıyor ve adamın vuruşlarını 2-3 sefer parrylemeniz gerekiyor. Kolay gibi görünüyor ama zor. O arada size diğer taraftan bir sürü taş, ok, kaya fırlatılıyor. Canınız az, ölüyorsunuz. Çünkü etrafta çok adam var. Çok fazla hemde. Taktik kursanız bile başarısız olmanız için ant içmiş yığınla gardiyan geziyor.
Fakat bu gardiyanlarla ilgili hoşuma giden bir şey var. Oyun boş, ama onlar değil. Ne kadar ironik değil mi? Styx boş bir karakter, oyun boş bir oyun, ama oyundaki gardiyanlar çok hoş be abi. Boş bir şey yapmıyorlar. Tembel değiller. Aynı yolda gezip durmuyorlar boş boş. Biri kimyasal bir şey yapıyor, biri kitap bakıyor kütüphanede. Biri balkondan aşağıyı izliyor. Biri "harbiden" nöbet tutup etrafı kolaçan ediyor. 2-3 tanesi çevrelenmiş konuşuyor. Biri "harbiden" uyuyor. Diğer harbiden duvara yaslanıp takılıyor.
Normalde stealth oyunlarındaki gardiyanlar, ya da kaçmanız gereken kişiler, aynı yol üzerinde dönüp dururlar. Ama bunlar bir başka tatlı olmuş. Sevdiriyorlar kendilerini.
Tüm bunların yanında oyun içerisinde geliştirebildiğimiz özelliklerimiz var. Bunları oyun içerisindeki karargahımıza girdiğimiz zaman alabiliyoruz. Stealth, Agilit, Clone vb. özellikler, belirli skill pointler aracılığıyla geliştirilebiliyor.
Bu özellikler pekala güzel. Bunları kullanabilmek için amber adlı bir (yani mana) içecek kullanıyoruz. Sonra bir sefer görünmez oluyoruz, bir daha hiçbir özellik kullanamıyoruz.
İnce var.
Oyundaki görevler sıkıcı, amacımız sıkıcı. Eşlik etme görevleri sıkıcı, bulmaca niyetindeki 2+2'ler çok vasat. Oyundaki müzik(ler) sinir bozuyor. Goblin teması ne kadar harika görünüyor olursa olsun, oyunun taktikselliği ve zorluğu ne kadar ilgi çekici olursa olsun, Styx: Master of Shadows, aslında Child of Shadows olmalıymış. "Gölgelerin Çucuğu" olmalıymış. Çünkü Styx'in bu konuda biraz büyümesi gerekiyor.
Fakat. Fakat ve fakat. Oyun, ortalamanın çok az üzerinde. Çok az. Alınır mı, pekala alınır. Ama uzun soluklu mu? Kesinlikle hayır. Hatta bir taraftan sonra oyunun tek güzelliği olan taktikselliği ve zorluğu sıkmaya başlıyor. Daha sonra o saydığım bütün eksiler tek tek su yüzüne çıkıyor, gözünüze batmaya başlıyor.
Daha sonra oyunun artıları da işi kurtaramıyor. Yani eksiler, artıları götürüyor. 2+2 daha 8 ediyor.
Yok, 8 değil.
Ah, başım.
Siz kimdiniz? Unuttum ben sizi. Burada ne yapıyorduk? Styx: Master of Shadows diye bir oyun vardı sanırım.
Vallahi unuttum gitti be hocam. Maalesef öyle.
0 yorum:
Yorum Gönder