Tanrılar tanrı olalı böyle macera görmedi; Lara Croft ise Tomb Raider olalı böyle aksiyona girmedi. Aksiyon ve macera oyunlarından tanıdığımız hatunumuz Tomb Raider, bu sefer bizlerle daha farklı, daha ilginç ve daha tehlikeli bir maceraya çıkıyor.
Hem de bu sefer arkadaşlarıyla.
Bu arkadaşlarından ikisi de birer Tanrı. Peki ya Lara Croft bizlere bu sefer nerede, nasıl ve ne şekilde eşlik ediyor?
"Mısır tanrıları hiç bu kadar kızmamıştı!"
Lara Croft'u her zaman 3. kamera bakış açısına sahip Tomb Raider oyunlarından tanıyoruz. O güzel giysisi ve atletik hareketleriyle küçüklüğümüzden bugüne kadar her zaman bizleri farklı farklı maceralara sürüklemeyi başardı. Hiçbir zaman elindeki o iki silahı düşürmedi, her zaman tüm maceraları o silahlarla atlattı.
Hatta zamanı geldi, elinde tepsi taşıyan ünlü amcasını bile bizlerle tanıştırdı. O amcayla az oynamadık, az dolaba kilitlemedik. Kısa zamanda macera tadında efsane olan Lara Croft, bu sefer bizleri çok daha farklı bir "bakış açısıyla" karşılıyor.
Lara Croft and the Temple of Osiris'ten önce Lara'yı yeni grafiklerle ve genç haliyle Tomb Raider oyununda görmüştük. Oyun, Nathan Drake'ten sonra gerçekten birçok macera sever tarafından büyük beğeniyle karşılanmıştı. Daha sonrasında ise bizleri Lara Croft and the Guardian of Light'ta karşılamıştı. Şimdi ise Lara, yanına gereksiz bir arkadaşını ve 2 tanrıyı alıp, Osiris'in izinden Set'i yok etmeye gidiyor.
Lara Croft and the Guardian of Light'ın devamı olarak Crystal Dynamics tarafından geliştirilen ve Square Enix tarafından yayınlanan Lara Croft and the Temple of Osiris, yine harika bir izometrik bakış açısıyla bizleri karşılıyor. Özellikle co-op açısından mükemmel bir parti ve eğlence oyunu olan Lara Croft and the Temple of Osiris, içerisinde birçok zengin element barındırıyor.
Bu sefer Mısır'a yolculuk düzenleyen Lara'nın amacı kötü tanrı Set'i yok etmek. Bunun yapmak için ise Osiris'e ihtiyacı var; fakat oyunun başında da hikayenin anlattığı gibi Osiris, Set tarafından parçalara ayrılmış ve vücudunun her bir parçası ayrı ayrı yerlere gönderilmiş durumda. Carter Bell ile birlikte Isis ve Horus'u da yanına alan Lara, Set'i yok etmek adına tapınaktan tapınağa koşuyor.
Peki ya bu tapınaklarda neler var?
Neler yok ki. Oyunun içeriği özellikle benim en çok beğendiğim materyallerden oldu bu oyunda. Çözmeniz gereken bulmacalardan tutun, gelen yaratıklara ve yok etmemiz gereken düşmanlara kadar durmak bilmeyen bir sürükleyicilik var. En güzel yanı ise oyun asla tek düze gitmiyor. Sürekli farklı bir şeyler oluyor. Bir bulmacayı bitirdiğimizde farklı bir aksiyon sahnesiyle karşılaşabiliyoruz; ya da 3-4 bölüm sonra daha önce hiç görmediğimiz farklı bir "challenge" ile baş başa kalabiliyoruz.
Lara Croft and the Temple of Osiris bu açıdan gerçekten başarılı. Oyuncuyu oyunda tutabilen bir yapıya sahip. Oynarken asla sıkılmıyorsunuz. Bir de bunu arkadaşlarınızla birlikte oynayabildiğinizi düşünün.
Düşündünüz mü?
Lara'nın yanında az evvel de bahsettiğimiz gibi 3 kişi daha var. Bunlardan biri hazine avcısı olarak bilinene ama bana göre hikayeye "Buraya kimi koysak ki?" diye düşünüldükten sonra eklenen gereksiz adam Carter Bell, diğerleri Osiris'in karısı Isıs ve oğlu Horus. Evet, tanrı olarak bildiğimiz bu isimler bir insan formunda bizlere eşlik ediyor ve hatta Lara onlardan daha iyi hareketler yapabiliyor.
Set bunların akıllarını çok karıştırmış.
Her oyuncunun bu 4 karakterden birini seçebildiği, her karakterin farklı özellikleri olan oyunda tamamen co-op oynamak şart. Yani, oynarken kendi başınıza hareket etmenin pek bir manası yok. Mutlaka takım ile birlikte hareket etmelisiniz. Arkadaşlarınızla birlikte harika dakikalar geçirebileceğiniz, asla oynamaktan sıkılmayacağınız bir oyun olmuş Lara Croft and the Temple of Osiris. Multiplayer tadında cidden %100'ü hak etmiş. Bundan ötesi, şamda Lara Croft.
"Osiris ne zahmetli adamsın be babacım..."
Oyunun oynanışını zaten daha da anlatmaya gerek yok. Bu konuda Crystal Dynamics gerçekten çok çalışmış ve oyuncularına harika bir oyun deneyimi sunmayı başarmış. Oyunun ilerleyişi de zaten hikayeye ve bu oynanışa göre şekilleniyor. AAA kalitesinde bir oyun olarak çıkmayan, ama AAA kalitesinde bir oyun olarak görebileceğimiz Lara Croft and the Temple of Osiris, hikaye anlatışı açısından biraz eksik. Bir anda konuya giren ve farkında olmadan bizi gelişme kısmına atan bir yapısı var.
Bu konu çok göze batmıyor. Sonuçta dışarıdan ufak bir oyun gibi gözüküyor ve çok fazla beklenti içine girmiyoruz. Oyun ilerledikçe zaten oyun beklentinin karşılığını, hatta fazlasını veriyor. Oyunun sunduğu atmosfer ve grafikler, gerçekten bir Lara Croft oyununa yakışır biçimde. O yansıtılan Mısır teması gerçekten dillere destan. Müzikler ise özenle seçilmiş ve konuya çok hakim.
Fakat estetik açısından biraz yoksun. Karakter detayları, Lara Croft'un yüzündeki sürekli memnuniyetsizlik, duygusuz karakter detayları ve modun düşmesi bu oyuna yazabileceğimiz eksilerden. Fakat bu da çok göze batan bir şey değil. Konunun sadece karakter olduğu görüntülerde evet, bu estetik yoksunluğu fark ediliyor. Ara demolarda biraz durağanlaşıyor. Gözler karaktere kayıyor, fakat karakter bizleri pek takmıyor, pek tepki vermiyor.
Tüm bunların yanında oyunun müzikleri gerçekten insanı kendi içerisine çekmeyi başarıyor. Yeri geldiğinde gaz, yeri geldiğinde durağan ve düşünceli tarzdaki bu müzikler, belki de oyunda en çok seveceğiniz etmen olacak.
Özellikle açılış ekranındaki o şarkı.
Ah ah...
"Carter?"
Lara Croft and the Temple of Osiris, kesinlikle arşivinizde bulunması gereken bir oyun. Hatta gidin 4 tane alın, arkadaşlarınıza hediye edin. Beraber oynamak için bunu yapın.
Oyunda beni sinir eden tek şey, Carter Bell diye gereksiz bir adamın sırf Lara'ya yandaş olması için koyulması ve Isis ile Horus'un insan formunda bütün maceraya bizlerle gelmesi.
Yani sen tanrısın. Set o halde bizi dayak manyağı yapabiliyor. Horus koskoca Tanrı, Isis de koskoca Tanrı. Siz ne yapıyorsunuz babacım yer yüzünde, koşuyorsunuz.
Lara bir kere Isis'ten daha uzağa zıplıyor. Bu nedir?
Eğer bu sizin umurunuzda değilse, Lara Croft and the Temple of Osiris'a olmuş diyebilirsiniz. Çünkü ben öyle diyorum.
Bu oyun, olmuş.
0 yorum:
Yorum Gönder