Until Dawn İnceleme

Blackwood Dağı, eşsiz doğası ve zengin kaynaklı madenleriyle uzun süre önce yerli bir kabilenin hayatlarını sürdürdükleri yer. Doğaya olan saygıları ve mistik inançlarıyla Blackwood ile bütünleşmiş bu kabile, modern hayatın da etkisiyle, zengin kaynaklar nedeniyle zengin bir işletmeci tarafından topraklarından çıkartılıyorlar. Kabilenin yaşlısı tarafından yapılan uyarılar batıl inanç olarak değerlendiriliyor ve maden işletmeciliği olduğu kadar, dağın tepesine açılan bir bakım evi de faaliyetlerine başlıyor. Ta ki 1952 Olayı patlayana kadar...
Önceden Little Big Planet oyunlarına ek içerik geliştirmiş, Tumble gibi PlayStation Move üzerinde eğlencelik oyunlar üretmiş olan Supermassive Games, PlayStation 3 için düşündükleri ancak başka bahara kalan projeleriyle PlayStation 4 dünyasını nasıl bu kadar sallayabildi? Ben de sizin gibi çok merak ettim. İnteraktif dram ve korku türünün belki de tek örnek modern olan Until Dawn, 90'lı yılların Phantasmagoria gibi oyunlarını oynamış kimseler için meşaleyi taşıyan pek kıymetli bir eser. Nedenini birazdan anlayacaksınız.

Her şeyden önce Until Dawn gibi oyunlar, oyuncu kitlesinin pek azına hitap eden bir türe sahip. Daha önceden Quantic Dream'in Heavy Rain'i veya Beyond: Two Souls'unu oynamış ve sevmişseniz harika bir yerde duruyorsunuz. Sakın bozmayın. PlayStation 3 için yaşadığım en eşsiz deneyimlerden birini sunan Heavy Rain'in anısına, şimdiye kadar Until Dawn da benim PlayStation 4 logolu baş tacım oldu. Nedeni çok basit; özellikle oyun dünyasında son senelerde senaryo ve kurguya önem veren, adam akıllı tek başınıza oynayacağınız oyunlar üretilmiyor. Çıkmıyor demiyorum, üretilmiyor. Oyuncuların rekabetçi online oyunlara ağırlık vermesi, dominant yayıncı firmaların geliştirici ekiplere olan baskısı ve sadece etiket değiştiren seriler yüzünden birçok fikir sahibi canavar geliştiriciler kuyruklarını sıkıştırarak X harfini Y harfine çevirdiği projelerin başına oturuyorlar. Bunu neden yazıyorum, çünkü Until Dawn bu dönemde çok kıymetli bir konuma sahip. Tarzını sevmeyen oyunculara kapalı, hikaye ağırlıklı deneyimler elde etmek isteyen oyuncular için ise mihenk taşı.


Amerikan Pastası?
Blackwood Dağı'nın tepesinde, ünlü film prodüktörü olan Bob Washington'a ait bir konutta olaylara tanıklık ediyoruz. 1952 Olayı'ndan sonra genişleyen ailesi için Blackwood'u satın alan Washington, eskiden yer alan tüm tesisleri kapatıp, orayı huzurlu bir tatil yeri haline getirmeye çalışıyor. Genellikle sadece yazları ve kışları tatil zamanında gittikleri evleri, elbette genç çocuklarının da gözde tatil evi haline geliyor. Josh, Hannah ve Beth kardeşler, ailelerinin olmadığı zamanlarda kış tatilinin ilk günü her sene bu evde parti düzenliyorlar. 2013 senesi ise, henüz liseden yeni mezun olan bu arkadaş grubu için pek eğlenceli geçmiyor. Amerikan gençlik filmlerini bilirsiniz, burnu havada gençler, ergenliklerinin doruk noktasında gözü kara bir şekilde eğlenmek adına her işe adım atabilirler. Kızlar süslü püslü, azıcık da salak olur, erkekler yaşına göre mutlaka kaslı, yakışıklı tipler olurlar. Bu konuda tamamız, ancak Until Dawn'ın her bir karakteri ayrı mı itici olur yahu? (Sam dışında, o bizim bebeğimiz.)
Karakterlerin ilk sahnesinden beri anlayacağınız üzere Until Dawn, olaya narrative odaklı bir Amerikan gençlik dizisi gibi adım atıyor. Şaka ile başlayan iş kakaya dönüşünce karakterlerin vurdumduymazlığı ve biraz da saflıklarıyla içinizden söylenmeye başlıyorsunuz bile. Ancak acele etmeyin, Until Dawn kozlarını tam yerinde kullanan, inanılmaz bir kurguya sahip. Olaylardan önce karakterlere biraz değinelim mi?


"Bunun adı neydi?", "Bu Emily miydi?", "Şu saf kız ne arıyor orada ben anlamıyorum ki," gibi cümlelerle başlayacağınız ilk 10 dakikanız sizin açınızdan pek eğlenceli geçmeyebilir. Toplamda 8 farklı karakterin her biriyle belirli yerlerde oynadığınız Until Dawn, aslında bu gençlerin birbirleriyle olan ilişkilerini de sizin elinize bırakıyor. Oynanış esnasında görebileceğiniz karakter ilişkileri, oynadığınız karakterin kişisel özellikleri o kadar ilgimi çekti ki anlatamam. Genellikle birbirlerine yazılan, eski sevgililerin oynaştığı, tatil diye gelip inceden akılda ufak kaçamaklar yapmayı planlayan bu arkadaş grubunun libido oranı bayağı yüksek. İlk başlarda bu o kadar kafa karıştırıyor ki, yahu bir atmosfere ve mekana bakıyorsunuz, bir yandan da bunların rahatlığına. "Karda Sevişenler" diye bir dedikodu olabilir de, yahu biraz sakin olun. Oyunda normal şartlar altında ya kesin seveceğiniz, ya da kesin nefret edeceğiniz karakterler var. Tabii verdiğiniz kararlar ve diyaloglarınıza göre bu karakterlerin davranışları ve bir diğeriyle olan ilişkisi de değişiyor. Ortak tek nokta var: bunlar ergen, unutmayın.


Bunun dışında karakterlerin "canlı" olduğunu fark edeceksiniz. İçlerinde Heroes (Sam), Arrow (Dr. Hill), Mr. Robot (Josh) gibi dizilerden  ve diğer Hollywood filmlerinden ünlü oyuncular barındıran dev oyuncu kadrosu, mükemmel tekniklerle oyuna sanki bizzat aktarılmış. Duyguları yansıtma ve mimik konusunda gerçekten daha iyisini görmediğim bu grafikleri kontrol etmek için oyunda durum ekranına gelmeniz yetiyor. Hangi karakterdeyseniz onun yakın planını canlı bir şekilde görüyorsunuz. O anki durumuna göre hareket ediyor, olağan bir şekilde sağa sola bakınıyor. Aynı şekilde oyun içinde de belirli bir süre bir şey yapmazsanız kamera karaktere yaklaşıp ne yaptığını gösteriyor. Bunun gibi birçok ayrıntıyı görmek için oyunda aceleci olmamanız önemli. Ayrıntıları keşfettikçe oyuna daha da bir hasta oluyorsunuz.
Çakmak Yakmak Hiç Bu Kadar Zor Olmamıştı!
İnteraktif oyun türünde neler görmedik? Heavy Rain'de "Jason!" diye bağırmak için X'e spamlamak dışında pek çok yeni mekanik görmüştük. Kapı baca açmayı belirli tuş kombinasyonlarıyla gerçekleştirmek, QTE dediğimiz, o anda sizden istenilen tuşa basma yerleri ve karar seçimiyle Until Dawn tüm bu ögelere bir seviye atlatıp, bir de türüne inanılmaz yakışan "Kımıldama" mekaniği eklemiş. DualShock 4'ün hareket sensörünü kullanan bu mekanik, oyunun belli yerlerinde yaşanan olaylarda o an oyuncudan kımıldamamasını istiyor. Yaptığınız en ufak bir hareketi bile algılayan DualShock 4, karşılaştığınız olaydan duruma göre zararlı çıkmanıza neden olabilir. Şahsen o anlar geldiğinde ben bildiğin nefesimi tutup kımıldamamaya çalışıyorum, inanılmaz atmosfere sokuyor adamı.
Aynı şekilde hikaye tabanlı bir durum varsa ve interaktif bir kontrol şeması sunuluyorsa önemli olan bir durum da kameradır. Heavy Rain'de öyle sıradışı bir kamera açısı görmemiştik, bu konuda Hideo Kojima usta bize bazı şeyler göstermiş olsa da Until Dawn'ın kamera açılarına bayıldım. Yerine göre oyuncuyu inanılmaz gereken geçişler, Silent Hill'i aratmayan açılar ve sinematiklerle oynanışın iç içe olduğu oyun motorunda kusursuz işçilik çıkarılmış. Bu kadar da netim. Atmosfere göre daha iyisi kullanılamazdı, kesinlikle çok iyi. Özellikle arka planda yer alan ayrıntıları ve oyuncunun gözüne sokulması istenen nesneleri çok iyi kullanan bu açılar, Until Dawn'ın birbirinden farklı mekanlarında kabusunuz olacak.


En Son Blackwood Dağı Diyorduk?
Evet, Until Dawn'da her şey Blackwood Dağı'nda yaşanıyor. Ancak Josh'ın ailesinin sahip olduğu yerleşimde sadece evleri bulunmuyor. Yazının başında bahsettiğim eski bakım evi, bütün madenleri birbirine bağlayan tüneller, mağaralar, uçurumlar ve orman... Blackwood bize doğasıyla birlikte çok eşsiz bir mekan sunuyor. Çoğu zaman "şimdi neredeyim?" diyebilirsiniz, büyük ihtimalle dağda yer alan her şeyi birbirine bağlayan maden tünellerinden birindesiniz. Korkutucu olanı, bu tüneller gerçekten her yeri birbirine bağlıyor. Olayları birbirine bağlayan, 1952 Olayı'nın günümüze gelmesine neden olan, hatta Blackwood'u lanetleyen o tüneller bir süre kabusunuz olacak. İçeride ne var demeyin, kendiniz görmeden inanmazsınız.
Senaryo olarak Until Dawn klasik Amerikan korku filmlerine atıfta bulunarak başlıyor. Blackwood'ta gizlenen bir katilin dedikodusuyla başlayan dehşet, günümüzüz eski mitlerine kadar uzanan tarihsel inanışlara evriliyor. Her şeyden önce spoiler vermemeye özen gösteriyorum, merak etmeyin. Beth ve Hannah'ın ölümünün ardından toplanan arkadaş grubunun yaşadığı olaylar bir süre sonra aklınıza gelebilecek her korku filminden kalıntılar bırakabilir. Until Dawn konusunda en çok sevdiğim şey de bu oldu. Korku filmleri klişelerini evirip çevirip tamamen farklı bir açıyla sonuçlandırması. Oyun boyunca Saw serisinden The Exorcist'e kadar uzanan bir konuyu herhangi birine bağlamaya çalıştım, ama en sonda hiç tahmin edemeyeceğiniz şekilde aslında yine başka bir filme bağlıyor. Onu söylersem spoiler olur, söylemiyorum.


Kar Tutkusu Olanlar, Buraya!
Benim gibi soğuk, karanlık ve karlı havalardan hoşlanan biriyseniz -kısacası psikopatsanız- Until Dawn sizi en başından yakalayabilir. Mekan ve atmosfer tasarımları o kadar başarılı ki, Blackwood'un yalnız hissettiren soğuğunu hissedebilir, dağ evinin korkutucu havasını soluyabilirsiniz. Ayrıca dağ evinin iç tasarımına da bayıldım. Ay ışığında parlayan dev eşyalar, kocaman avizeler ve eski kabile maskeleri gibi değişik eşyalar sizi tuhaf bir havaya sokuyor. Yer altında bulunan onlarca dehlizle de birleşince zaten oyunda genel olarak daima ürkütücü bir yerde oluyorsunuz. Nefes almak yok.
Herhangi bir tünel, maden veya konut dışında Blackwood ormanlarında da güvende olmadığınızı zaten anlamışsınızdır. Vahşi doğaya ev sahipliği yapan bu orman, Blackwood Dağı'nda, Kanada'nın kuzey taraflarında ziyaretçileri pek hoş karşılamıyor. Hikaye dışında da kamera açıları nedeniyle ormanda sürekli izleniyormuş gibi hissediyor, soğuk tipinin ortasında yolunuzu bulmaya çalışıyorsunuz. Her şeyden önce "keşke o evden çıkmasaydım" lafını çok kullanabilirsiniz, ama ne yapacaksın, gençlik işte. Özellikle Mike ve Jessica'yı bağlasan durmaz gibi bir halleri var. Karakterlerin herhangi birisiyle özdeşmenin başta imkansız duracağını biliyorum, ama biraz sabredin ve kelebek etkisine inanın. Verdiğiniz kararlar doğrultusunda beklenmedik olaylarda beklenmedik karakterin yaptığı bir hareket hoşunuza gidebilir.


Sonuçta bu bir korku oyunu, jumpscare olayından ne haber? Hiç beklemesem de Until Dawn'da fazla sayıda jumpscare kullanılmış. Ancak şöyle bir durum var ki, bu kadar kusursuz, aynı zamanda dengesiz zamanlamalar olamaz. Yeri geliyor arka arkaya patlatılanlardan feleğiniz şaşıyor, yeri geliyor gerim gerim gerilirken o tempo hiç düşmüyor. Yönetmenler tarafından her bir jumpscare sahnesinin oyuncular üzerinde denenerek makyajlandığını biliyor muydunuz? Oyun bittikten sonra açılan ekstralarda çok ilginç şeyler var. Onları da mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum.
Ölümü Unutma
Oyunda yer alan göndermeler ve ince ayrıntılar sanat dallarının herhangi bir tanesini takip edenler için adeta tebessüm malzemesi olmuş. İlk bölümün adından tutun (Memento Mori), evin sinema odasındaki afişlere kadar birçok iyi düşünülmüş ayrıntı sizi daha da moda sokacak, verdiğiniz para daha da bir içinize sinecek. Josh'ın babasının film prodüktörü olması senaryoyu olduğu kadar ayrıntıları da zenginleştirmiş. Bunun dışında ana konunun zaten komple yerli bir Kuzey Amerika miti olduğunu ve eğlence/film sektöründe binlerce kez kullanıldığını söylemeden içim rahat etmeyecek. Marvel'ından tutun günümüz yabancı dizilerinde bile yer alan bu mit, biraz araştırırsanız gerçekten korkunç iddialar ortaya atıyor.


Son zamanlarda kendinizi ödüllendirmek, boş kafayla güzel bir filme dalmak istiyorsanız kendinize önce bir iyilik yapın ve Until Dawn'ı satın alın. Bir filme ayırcağınız 2 saat yerine yaklaşık 5-6 saatlik oynanışıyla Until Dawn sizi çok daha fazlasını verecek. Son olarak da oyun hakkında söylentilere aldanmadan, hiçbir şekilde spoiler yemeden ve karanlık bir odada oynamanızı öneriyorum.

Google Plus'da Paylaş

About Unknown

    Blogger Comment
    Facebook Comment

0 yorum:

Yorum Gönder