Call of Duty: Advanced Warfare İnceleme


Yeri geldi nazilerle savaştık, yeri geldi modern çağa geçtik, yeri geldi Vietnam’a döndük, yeri geldi geleceğe gittik... Dile kolay, tam on birinci ana oyuna kadar geldi Call of Duty serisi. Meraklısı kadar nefret edeninin de çok olduğu Call of Duty, Advanced Warfare ile gerçekten değişim sinyalleri vermişti. Özellikle Ghosts’un aldığı kötü yorumlar Activision’ı endişelendirmiş olsa gerek bu kez geliştirici ekip Call of Duty için oldukça sağlam adımlar atmıştı. En azından bize gösterilenlerden bu anlam çıkıyordu. Bu adımların ne kadar başarılı olduğuna gelin hep birlikte bakalım.
Okumakta olduğunuz inceleme yazısı sadece hikaye moduna odaklanmaktadır. Online mod için Call of Duty: Advanced Warfare Multiplayer İnceleme başlığına bakabilirsiniz.
“Çare Kevin Spacey”
Call of Duty: Advanced Warfare bizi Black Ops 2’de olduğu gibi yine geleceğe götürüyor. Advanced Warfare’ın gelecek teması beni Black Ops 2’ye göre daha çok tatmin etti. Bilim kurgu temasıyla gelen yeniliklerin birçoğuna değineceğim ama öncelikle gelin bir hikayeye göz atalım.
Oyunumuz Atlas şirketi çerçevesinde gelişiyor. Paralı bir askeri birlik olan Atlas birçok devletten askeri teknoloji olarak çok daha ileride. Bu sebeple devletler tarafından askeri konularda ziyaret edilecek ilk yer konumuna geliyor. Atlas şirketinde bir asker olarak görev aldığımız oyun, paralı bir askeri birliğin yeterli teknoloji ve başarılı bir liderle hangi konuma gelebileceğini gözler önüne seriyor. Tehditleri ortadan kaldırmadaki başarısı ve bu başarıyı değerlendirme şeklinde de olaya oldukça gerçekçi yaklaşılmış. Oyun boyunca Atlas şirketinden aldığımız görevleri yapsak da hikaye baştan sona kadar sürekli gelişim içerisinde. Geliştiriciler Call of Duty’nin hızlı oynanışını hikayeye yedirmeyi iyi başarmış. Bazı anlarda yaşanan kaliteli sahne geçişleri ve kurgular da birinci sınıf bir oyun oynadığınızı size fazlasıyla hissettiriyor.
Karakterler de keza serinin bir önceki oyunu Ghosts’tan kat kat ileride. Atlas’ın sahibi Jonathan Irons başlı başına hikayeyi sırtlamayı başarıyor. Bu konudaki en önemli etken tabii ki Irons’ı canlandıran Kevin Spacey. Beyond: Two Souls’ta Ellen Page ve Willem Dafoe gibi isimleri gördükten sonra Kevin Spacey ile bir kez daha Hollywood kalitesini video oyunlarında görüyoruz. Oyunculuğunun yanında karakterin başarılı olması ve Kevin Spacey’nin House of Cards’taki rolüne de benzemesiyle kendisine ısınmakta zorluk çekmiyorsunuz. Sadece Kevin Spacey’le kadroyu geçmek olmaz. Son yıllarda video oyunlarının gözde ismi olan Troy Baker (BioShock Infinite, The Last of Us, inFamous: Second Son, Metal Gear Solid 5) da Call of Duty: Advanced Warfare’da yer alıyor. Ana karakterimiz Mitchell’ı canlandıran Troy Baker maalesef kendisine fazla rol verilmemesinin kurbanı olmuş. Son yıllardaki askeri oyunlardaki ana karakterlerin içine nedense bir Gordon Freeman kaçtı. Mitchell da geleneği bozmayarak oyun içinde sessizliğini koruyor. En önemli anlarda bile acı nidaları vermek dışında ağzını açmıyor. Neyse ki ara sahnelerde kendisinin o güzel sesini duyabiliyoruz. CGI ara sahnelerin önceki Call of Duty’lere göre çok daha fazla olduğunun haberini de buradan vereyim.


Kısacası hikayeden oldukça memnun kaldım. Askeri bir oyuna göre iyi yazılmış karakterler, doğru noktaya parmak basan senaryo ve oyuncularıyla Advanced Warfare’ın hikayesi benden geçer not almayı başardı. Ana karakterimiz oyun içerisinde konuşsa ve hikayenin sonu daha güzel noktalansa tadından yenmezmiş.
“Artık bir futbol takımı kursak mı?”
Görev tasarımlarıyla da bence Call of Duty oyunları bir kısır döngü içerisindeydi. Black Ops 1’den sonra sonunda bir Call of Duty oyununun görevlerinden memnun kaldım. Her zamanki gibi hızlı yapısını iyi hazırlanmış kurguyla birleştirmesi, birkaç saniye sonra neler olacağından habersiz olmanız ve çeşitli oynanış mekanikleri gibi unsurlar oyunu birkaç kademe ileriye taşımış. Bunun üstüne oyun alanı olarak bazı yerlerde önceki oyunlara göre daha geniş alanlar sunulması da yerinde olmuş. Ancak ne yazık ki “Follow” ibaresi hala yerini koruyor. Takip sistemi başarılı bir şekilde kullanılsa ağzımı açmayacağım. Fakat önünüzdeki adamın yavaşlığı yüzünden önüne geçtiğinizde hala ağır ağır yürümesi ve hala “buradan gideceğiz” türünden şeyler söylemesi, üstüne bazı gereksiz anlarda bu komutun çıkması rahatsız edici. Yine de görevlerin kalitesi ve hikayenin hızı bu eksiğin önüne geçmeyi başardı.
Bir parantez de benim gibi gizlilik görevlerinden hoşlanan oyuncular için açmak istiyorum. Atlas içerisinde elit bir grupta yer aldığımız için görevlerin çoğunu ustalıkla yapmamız gerekiyor. Sledgehammer Games bu noktada gizlilik-aksiyon görevi diye ayrım yapmak yerine çoğu görevde bu iki çeşidi bir potada eritmeye çalışmış. Bana kalırsa son derece de başarılı olmuş.


Biraz da oyunun ne kadar bilim kurgu olduğundan ve bu temayı nasıl kullandığından bahsedelim. Call of Duty: Advanced Warfare fazlasıyla Crysis’i andırıyor. Bunun en önemli sebebi de exo giysileri. Bu giysiler kısaca, bir insanı Crysis’teki kadar olmasa da süper insan konumuna taşıyor. Yanımıza aldığımız adet edevatlarla da teknolojiyi buram buram hissedebiliyoruz. Bir bilim kurgu oyunundan beklenmeyecek kadar çeşitli oyuncaklara sahip Advanced Warfare. İkinci kez zıplamanızı sağlayan jet pack, duvara tırmandıran eldivenler, akıllı bombalar, alandaki sesi bir süreliğini azaltan ekipman, Batman’in kullandığına benzer bir kanca gibi sayıca daha da fazla olan birçok alet emrinize amade. Ekipmanların gerçekçi hissettirmesiyse beni fazlasıyla şaşırttı. Özellikle Titanfall ve Destiny gibi oyunlardaki jet pack’lerden sonra Call of Duty’nin jet pack’i fazlasıyla tok hissettiriyor. Ayrıca aklınızda yanlış bir fikir olmasın. Bu saydığım ekipmanların birçoğu her görevde değişiyor. Görevleri yapımcıların size verdiği ekipmanlarla oynuyorsunuz.
Yeni gelen ekipmanlara rağmen oynanabilirlik, sarsılmayı bırakın daha da ileriye taşımış. Çifte zıplama ve kanca gibi unsurların rahatça yapılmasının yanında hack and slash oyunlarından aşina olduğumuz ‘dash’ özelliğini FPS türüne ustaca entegre etmişler. Sol analoğa basarak koşmakla aynı mantıkta yana ve arkaya kaçabiliyoruz. Belki devrimsel bir yenilik değil, fakat bir oyunu mükemmel yapan böyle ufak tefek detaylar değil midir zaten?


Artık her oyunda görmeye alıştığımız karakter geliştirme sistemi Call of Duty’ye bile sıçramış durumda. Oyun içerisindeki ufak mücadeleleri yaparak karakterinizi geliştirebiliyorsunuz. Adam öldürme, kafadan öldürme, bombayla öldürme ve bilgi toplama gibi unsurları belli oranlarda yaptığınızda upgrade puanı alıyorsunuz. Bu puanlarınızı da görev sonlarında harcama imkanına sahipsiniz. Aldığınız hasarı azaltma, bomba kapasitesini arttırma, hızlandırma, şarjör değiştirme süresini azaltma gibi özelliklerinizi geliştirebiliyorsunuz. Oldukça basit bir şekilde hazırlanmış olsa da kötü bir özellik olduğunu söyleyemeyeceğim.
“Bu sefer oldu mu?”
E3’te gösterilen oynanış videosundan sonra Call of Duty: Advanced Warfare grafikleriyle beni oldukça şaşırtmıştı. Önceki oyunla arasında bir uçurum var gibi duruyordu, fakat oyunu oynadığımda o kadar etkilendiğimi söyleyemeyeceğim. Ghosts’tan kat kat daha iyi ve yeni nesile uyumlu grafikleri olsa da diğer rakipleriyle tam olarak baş edebilecek konumda değil. Her ne olursa olsun sonunda bir Call of Duty oyununda “grafikler yine gelişmemiş” cümlesini kullanmamak oldukça sevindirici.


***
Call of Duty stüdyolarından son yıllarda Treyarch’ı ön planda tutuyordum. Sledgehammer Games yaptığı ilk oyunuyla bayrağı almayı başardı. Call of Duty: Advanced Warfare görevlerinin kaliteli, hikayesinin hızlı ve getirdiği oynanış mekaniklerinin başarılı olmasıyla seriye yaptığı katkı oldukça büyük. İleriki seneler neler getirecek bilemiyorum ama Advanced Warfare ile Activision paralarını gönül rahatlığıyla saymaya başlayabilir.

Google Plus'da Paylaş

About Unknown

    Blogger Comment
    Facebook Comment

0 yorum:

Yorum Gönder